
Yeni bir haritayla çalışmak, yeni bir yer keşfetmek, daha önce hiç gitmediğim bir yere seyahate çıkmak gibi. Hazırlanırken biraz telaşlı bir çanta hazırlama süreciyle başlayan ve o yeni ülkeye, daha önce hiç gitmediğim bir kente uçaktan ilk adımı attığım ana kadar hafif tedirgin, heyecanlı..Her yeni danışanımla, heyecan verici bir maceraya başlıyor gibi hissediyorum.
Çok kıymetli hocalarımdan biri danışmanlık seansında yaşadıklarını1 bir uçağın kalkışına benzetmişti ki ne demek istediğini ancak kendi danışanlarımla tecrübelendikçe anladım..Bana göre de uçağın kalkışa geçtiği ve koltuğumda beni hafifçe geri yasladığı o an, tüm analizleri ve çalışmaları tamamlayıp da hepsinin bütünsel bir anlam ifade ettiği o büyülü ana benziyor.
Temeller ve teknikler ortak olsa da şüphesiz her astroloğun kendisine özgü bir yaklaşımı ve tarzı var. Her konuda olduğu gibi, anlayış arttıkça seansların, yorumların kalitesi de değişiyor. Yaş ve tecrübe burada var olanı yoğuran unsurlar. Yani yaş ve tecrübe her zaman iyi sonucu garantilemiyor fakat her zaman hamur bunlarla yoğruluyor, potansiyel neyse onu ortaya çıkarıyor..
Baştaki benzetmeye dönersem, yeni bir kente iniş yaptığınızda, bilirsiniz ki oranın en dikkat çekici ve sık ziyaret edilen yerleri vardır. Ne kadar kalırsanız kalın tatiliniz muhtemelen her birini ziyarete hiçbir zaman yetmez ama en önemlileri gördüğünüzden emin olmak istersiniz. Bu yerlerden kimileri diğerlerinden daha dikkat çekicidir, hatta bazıları o kenti adeta tanımlar, kentin simgesi haline gelmiştir. Kimi yerler daha çok dikkatinizi çekebilir, bazı yerler kentsel dönüşüm altındadır, inşaat alanları vardır, herkese açık olmayan alanlar vardır..
Parklar, müzeler, kafeler, keyif veren yerler, etkinlikler, festivalleri vardır kimi kentlerin! Kentin altyapısı ve üst yapısı vardır. Altyapı ne kadar iyiyse kentin sakinleri günlük hayatın temel konularında o kadar rahat olurlar. Turistik yerler vardır bir de lokal lezzetler. Kentlerin önemli gelir kaynakları, komşuları, tarihsel kökleri, iş imkanları, üniversiteleri, politik yapıları vardır. En önemlisi her kentin, o kentteki herşeyin birlikte oluşturduğu kendisine özgü bir dokusu vardır. İşte yeni bir haritayı açmak da bana göre, yeni bir kenti tanımak ve en temel sıkıntılarını, güzelliklerini, değerlerini anlamak ve iyileştirilebilecek konuları ve kentsel gelişim için nasıl yol alınabileceğini göstermeye benziyor.
Bir doğum haritasının 3 ana unsuru var. Doğum tarihi, saati ve yeri. İnsanların olduğu gibi, olayların, ülkelerin, hayvanların, hatta her bir anın bir astrolojik haritası var. Kendi iradenize bırakılmış ve tercih yapabildiğiniz konular kadar, size bağlı olmayan, içine doğduğunuz, fakat kim olduğunuzu şekillendiren etkenler de var. Nerede ve hangi dönemde doğduğunuz gibi. Zamanın ruhunda hangi noktadan geçeceğiniz size bağlı değildir. Jenerasyon gezegenleri nesillere damgasını vuran temel konulara işaret ederler. Bu konular kişisel olmaktan çok uzak, dönemlerinin bilimine, kültürel anlayışına, geçirdikleri dönüşümlere, sanatsal akımlarına, modasına, yaygın inanışlarına benzetebiliriz. 80’lerde doğmuş bir kişi ile 60’larda doğmuş bir kişide bu damgalar farklıdır. Tıpkı bir kentin 60’larda farklı, 80’lerde farklı olması gibi..
“Bu alemin, bu kainatın kitabı sensin, Aç da kendini oku ey can!”
Her kent, bulunduğu ülkenin yönetim şekline, kanunlarına, kültürel mirasına ve inanç sistemine sahiptir. Bunlar kentin iskeletinin ve dokusunun çok önemli sosyal parçalarıdır. Kentin altyapısı ve kültürel hayatı bile bunlara göre şekillenir. İşte Jüpiter ve Satürn de biraz böyledir. Astrolojide her insan bir kentse, ülkeler, kentler, kıtalar, gezegenler, yıldız sistemleri, koca bir kainat sayısınca kentler, dünyalar içinde dünyalar var diye düşünebiliriz. Bu unsurların bir doğum haritasında ortaya çıkış biçimleri, insanlar sayısıncadır. Bu yüzden temel anlamlar yani burcunuz, hangi gezegenin hangi burçta olduğu ya da haritanızda var olan bir açı kalıbı, sizi hiçbir zaman tam olarak anlatmaz. Anlatamaz ki. Nasıl anlatsın? Bu bir makro fotoğrafa bakmaya benzer. Neyin parçası olduğu hakkında fikriniz yoktur..Eğer büyük resmi biliyorsanız bu elbette harika bir detay çalışması olabilir.
*Elmanın dibindeki çukur alana yakından bakış..
Kentin iklimi,mutfağı, pahalılığı, trafiği, kafeleri, eğlence hayatı, kadınları, erkekleri, cinsiyet rolleri, ilişki kurma biçimleri, sosyal hayattaki kabulleri, adab-ı muaşeret kuralları, sporun günlük hayattaki yeri, günlük hayat konularının ne derece mücadele gerektirdiği ise kişisel gezegenlere benzetilebilir.
Yeni bir yere gitmek her zaman çok güzel. Seyahat etmeyi ve insanları bu kadar çok sevdiğim için sanırım bunca zamandır bu konuda bıkmadan, usanmadan merakla, zevkle, hatta aşkla çalışabiliyorum. Ama orada zaten yaşayan için durum farklı. Bu yüzden aslında astrolojik bir danışmanlık seansı, kendinize (/kentinize) bir gezgin gözüyle, dışarıdan bir bakış sağlayan bir gelişim haritası gibidir. Kentin sorunlarını çözmek yine sizin işinizdir. Zaten bunu sizin için sizden başka hiçkimse yapamaz. Bazı sorunların çözümü kolay, bazıları ise ömürlüktür..Ama hem değerlerin hem zorlukların farkına varmak, kabullenmek ve iyi niyetlerle yola çıkmak için doğru yerden başlamanız çok önemlidir. İşte astroloji bir kendilik farkındalığı sağlayarak iyi bir başlangıç noktası olabilir.
“Bu şimdi iyi mi, yoksa kötü mü?” çok sık duyduğum bir soru. Kentlerin hiçbiri, aynı ülkenin içinde bile bir diğerine benzemez. Gelişim her zaman kabullenmeyle başlar. Kendini ve şartları kabullenmek. Bu kentlerin her birinin farklı kaderleri, farklı değerleri, farklı zorlukları, farklı kabulleri, farklı dokuları var. Astrolojinin bu kadar kadim bir bilgelik taşıyor olması iyi ve kötü olmamasında gizli herşeyden önce. Herşey hayırdır. Ya oluşu itibariyle ya sonuçları itibariyle. Aşmakta zorlandığımız konularla ilgili takılı kaldığımızda sadece sonucu geciktirmiş oluruz. Akışı durdurmak suyu eninde sonunda bulandırır ve negatifleşme başlar. Hayat akar. Uzun süren durağanlık çok istisna dönüşüm zamanları dışında tıkanıklığa neden olur..
Kent örneği elbette sadece keyifli bir metafor. İnsan her zaman kendisine dağıtılan eli en iyi şekilde değerlendirebilir, yeter ki istesin. Evet esasen tek gereken budur. İşte o zaman olayların da, gelecekte ne olacağının da önemi kaybolur gider..Çünkü artık kendi merkezinizde, doğru yerdesinizdir. Başınıza gelen değil, onu kendinize ne şekilde yaşattığınız odağınız olur ve olay ne olursa olsun bu her zaman sizin seçiminizdir. Bu seçimi bilinçli veya bilinçdışı yapıyor olabilirsiniz, ama sonuçta sizin tercihinizdir. Astrolojinin sağladığı da en temelde bu farkındalıktır.
Yeni yılın, yeni ümitlerle kendi kentinizde festival coşkusuyla kutlanmasını diliyorum. Hüsn-ü niyetle, en güzelini ummak ve niyet doğru yerdeyken ve gereken çabayı veriyorken herşeyi olduğu gibi kabul etmek bize kısmet olsun.
İyi seneler!