Koç burcu insanlarının ruhunu, hiçbir şey, yapılamamış olanı yapmak, gidilememiş yerlere gitmek, fethedilememiş şeyleri fethetmek kadar coşturmaz. Koç, ateşini harekete geçerek, öncülük ederek parlatır.
Zodyakın bu ilk burcunun ateşli, hevesli, çocuksu, olduğu gibi ve çok katıksız, heyecanlı, kazanmak için harekete geçen ve çabuk yükselen halleri, bu burcun kendi haritalarımla olan güçlü bağlantısı nedeniyle çoğu kez beni gülümsetmiştir. Koçlar enerjileriyle fark yaratır ve mutlak surette fark edilirler. Koç burcunu en güzel resmedebilecek bir portreyi, onlarca muhteşem koç insanı arasından seçebilmek doğrusu hiç kolay olmadı. Ve sonuçta konuya içgüdüsel şekilde bir koç gibi yaklaşarak, kendi hayatımın koç niteliği ile bağlantılı, yıllar önce otomobil gazeteciliği yaparken yazmış olduğum bir yazıyı ana hatlarıyla sizlerle paylaşmak istedim.
“O hızlı yaşadı ve genç öldü. Brezilya’da varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ayrton Senna’nın yarışlara ilgisi 4 yaşında babasının ona hediye ettiği gokart ile başlamıştı. İlk yarışını kazandığında 13 yaşındaydı. O vasat otomobillerle bile dönemin en iyi araçlarını ezip geçebilen, kişiliğiyle de efsane bir pilottu.
Bir röportajında kendi ölümlülüğünün fazlasıyla farkında olduğunu ve bu korkuyu, keşfetmek istediği sınırları kontrol edebilmek için kullandığını söylemişti. Yarışın hayatın bir yansıması olduğunu ve sürüşünse kendini keşfetmenin bir yolu olduğunu düşünen pilot, “Bana göre bu keşif büyüleyici. Kendimi zorladığım her seferde yeni bir şey fark ediyorum ve bu sürekli tekrarlanıyor. Fakat şöyle bir çelişki de var, en hızlı olduğun an, aynı zamanda en çok kırılgan olduğun da andır. Çünkü saniyeden kısa bir sürede herşeyi kaybedebilirsin. Bu iki aşırı uç kendini daha fazla tanımana ve daha derinlere inmene neden olur” demiştir.
Tutkulu, çok yetenekli ve yaptığı işe her şeyini veren bir sporcuydu Senna. Basketbolda Michael Jordan neyse, futbolda Maradona neyse, Ayrton Senna da motor sporları için oydu. Böyle sıradışı bir başarı, olağanüstü bir konsantrasyonun ve farkındalığın eseri. Başkasına zor gelen, onu çekerdi. Yağmurlu havalardaki başarısı nedeniyle ona “Rain man” (yağmur adam) deniyordu. Bir yarış öncesi, antrenmanında motorun sesini ısrarla beğenmediği için takım patronu, motoru değiştirtmek zorunda kalmış ve mühendislerin yaptığı incelemede motor bloğunun çatlak olduğu sonradan anlaşılmıştır. Konusunda bu derecede bir hassasiyeti olan bir pilottu.
O kadar ki, Senna’nın 1989’da Suzuka pistindeki efsane bir performansı, yıllar sonra Honda’nın mühendisleri tarafından ses ve ışık olarak yeniden yaratılmıştır! Sanki zamanın içinde hiç kaybolmayan bir hareketi ölümsüzleştirir gibi.. Bu olağanüstü yapım bana hep Senna’nın ölümsüz ruhunun zamanda asla kaybolmayacak olan izi gibi gelmiştir.
Ayrton Senna ilklerin de ilki olmak niteliğiyle gelmiş, güneş 0 derece Koç burcundayken doğmuş bir insandı. 0 derece Koç güneşleri çok benzersizdir ve ekstra güçlü, rakipsiz ve atılgan bir enerji taşırlar. Futbolcu Ronaldinho, Uzay yolunun Kaptan Kirk ‘ü olarak tanınan William Shatner (Gemisinin adının atılgan olduğunu ve bu serinin hiçbir adamın gitmediği yerlere gitmek sözüyle açıldığını da ekleyelim! )da aynı yerleşime sahiptir. Bu yazıyı ilk hazırlarken bu nedenle Senna için “Korkusuz, sınırsız ve benzersiz” ifadesini kullanmıştım.
Hayatını kaybettiği 1994 yılının ilk aylarında, kendi geleceği ile ilgili şunları demiştir: “ Ben hayatı tam anlamıyla dolu dolu ve çok yoğun yaşamak isterim, hiçbir zaman bir hastalıktan veya yaralanmadan ötürü yarım yaşamak istemem. Eğer yarışlarda hayatıma mal olacak bir kaza geçirirsem, umarım bu bir anda olur ve orada ölürüm.”
O dönem, Formula yarışları, insanların hayatlarını kolayca kaybedebildikleri, mekanik güce çok fazla yüklenilirken önlemlerin alınmasında eksikliklerin olduğu bir zamandı. Senna tüm pilotların sustuğu toplantılarda, gerekli güvenlik önlemleri ile ilgili mücadele vermiş ve çoğu toplantıyı da bağırıp çağırarak terk etmiştir. Dönemin uluslararası otomobil sporları federasyonu başkanı Jean Marie Balestre “ En iyi karar benim kararımdır” derken, gerçekten doğru kararlar Senna’nın ölümüyle alınmak zorunda kalmıştır.
Senna’nın ölümü Formula yarışlarını tamamen değiştirmiştir. Formula yönetimi olağanüstü önlemler almış, mekanik güce kısıtlamalar getirilmiştir. Senna bir yarışta hayatını kaybeden son formula pilotu olmuştur. Ve Senna’nın ölümüyle, hayatını kaybettiği yarışta onun tam arkasında olan Schumacher’in kariyeri başlar. Senna adeta varlığının amacını gerçekleştirip bayrağı kendisi oğlak burcu olup, Satürn burcu Koç olan Michael Schumacher’e devretmiştir.
Senna sadece efsane bir pilot değil, aynı zamanda gönüllerin de fatihi bir koçtu. Yokluk içindeki ülkesinde 40 binden fazla çocuğu okutmuş, bakımlarını üstlenmiş gerçek bir kahramandı.Öldüğü zaman 400 milyon dolar civarında olan servetinin önemli bir kısmını bu işe vermiştir. Kaza yaptığı 1 mayıs 1994′ten bir kaç ay sonra Brezilya futbol takımı dünya kupasını kazanmış, tezahüratlarla kupayı Senna’ya ithaf etmişlerdir.
Kendisini ve hayatını daha yakından tanımak için, hayatını anlatan “Senna” adlı 2010 yapımı belgeseli de izlemenizi öneririm.
Varlıklarının ateşi bazen bedenlerini aşan tüm koç insanlarına sevgilerimi gönderiyorum.
Burçlar bağlamında Senna’yı görmek sürpriz oldu ? kesinlikle özel bit karekter.